Soybağı Nedir? Soybağı Nasıl Kurulur? Nüfus Soybağı İşlemleri Nelerdir?

Soybağı Nedir? Soybağı Nasıl Kurulur? Nüfus Soybağı İşlemleri Nelerdir?

SOYBAĞINA İLİŞKİN ESASLAR
22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 282 nci maddesine göre, ana
ile çocuk arasındaki soybağı doğumla kurulur.

Çocuk ile baba arasında soybağı, ana ile evlilik, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulur.

Soybağı ayrıca evlât edinme yoluyla da kurulur.

Çocuğun herhangi bir sebeple kendisini doğuran kadın dışında başka bir kadının nüfus
kütüğüne kaydedilmiş olması, çocuk ile bu kadın arasında soybağı ilişkisi kurulduğu anlamına
gelmez. Çocuk ile ana arasındaki soybağı doğum ile kendiliğinden kurulacağından, anne
yönünden soybağı tesisi amacıyla değil, sadece çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti
amacıyla dava açılabilir. Dolayısıyla böyle bir durumda çocuğu doğuran kadın ile çocuk
arasındaki soybağının tespitine yönelik olarak açılacak dava, nüfus kaydının düzeltilmesi
davasıdır.

Nüfus kaydının düzeltilmesi talebiyle açılan davada ana olduğu iddia edilen kadının
çocuğu doğuran kadın olup olmadığının tespiti için kullanılacak resmî doğum belgelerinin
mevcut olmaması halinde başvurulacak yol genetik incelemeye dayalı moleküler genetik rapor
(tıbbi rapor) doğrultusunda mahkeme tarafından verilecek karar olacaktır.

 Evlilik Birliği İçinde Doğan Çocuklar
Evlilik birliği içinde veya herhangi bir nedenle evliliğin sona ermesinden
başlayarak üç yüz gün içinde Türk vatandaşı babadan olan veya Türk vatandaşı anadan doğan
çocuk, doğumundan itibaren Türk vatandaşlığını kazanır. Yapılan bildirim üzerine babanın
soyadını alır ve aile kütüklerinde baba hanesine tescil edilir.

Türk vatandaşı anadan ve yabancı uyruklu babadan evlilik içinde doğan çocuk,
evlenme nedeniyle idarî birimin en son hanesinden sonra yeni bir hane numarası altında,
anasının kaydının taşındığı evlilik hanesine, baba soyadıyla tescil edilir.

Evlilik Birliği Dışında Doğan Çocuklar
Evlilik dışında veya evliliğin sona ermesinden itibaren üç yüz günden sonra doğan
veya baba tarafından mahkeme kararı ile soybağı reddedilen çocuk; anasının bekârlık hanesine,
anasının soyadı ve bildireceği baba adı ile tescil edilir.

Boşanarak bekârlık hanesine dönen ve çift soyadı taşıyan kadının çocuğu, anasının
kayıtlı bulunduğu haneye, anasının bekârlık soyadı ve bildireceği baba adı ile tescil edilir.

Halen bir başkası ile evli olan kadının evlilik öncesinde doğan çocuğu, anasının
bekârlık hanesine, bekârlık soyadı ve anasının bildireceği baba adı ile tescil edilir.

Koca hanesinde kayıtlı ve medenî hali dul olan kadının; evlilik birlikteliği dışında
dünyaya gelen çocuğu, anasının bekârlık hanesine, bekârlık soyadı ve anasının bildireceği baba
adı (herhangi bir isimle) ile tescil edilir.

Evlilik dışında Türk vatandaşı babadan ve yabancı anadan doğan çocuk;
(a) Babanın ana ile evlenmesi durumunda, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 292 nci
maddesine göre babasının soyadıyla baba hanesine tescil edilir.
(b) Ananın veya çocuğun istemesi üzerine, Türk Medenî Kanununun 301 inci maddesi
uyarınca mahkeme tarafından baba ile arasında soybağının belirlenmesi ya da Türk Medenî
Kanununun 295 inci maddesi uyarınca babasının tanıması halinde, babasının soyadıyla baba
hanesine tescil edilir.

Evlilik ile Soybağının Kurulmasında Usul ve Yapılacak İşlem
Eşler, evlilik öncesinde doğmuş olan çocuklarını, evlenme sırasında ya da
evlendikten sonra, nüfus müdürlüğüne ve dış temsilciliğe bildirmek zorundadır.

Evlenme sırasında eşlerin evlendirme memuruna evlilik öncesinde doğan
çocuklarının soybağının kurulmasına ilişkin talepte bulunmaları halinde; Evlendirme
memurunca, “Evlenme ile Soybağının Kurulmasına İlişkin Bildirim Formu” veya dilekçe;
usulüne uygun olarak çocuğun adı da belirtilmek kaydıyla düzenlenerek müşterek imzaları
alındıktan sonra evlenme bildirim formuna eklenerek nüfus müdürlüğüne gönderilir.

Ana ve babanın birbirleriyle evlenmeleri ile soybağı düzelen çocuk, daha önce aile
kütüklerine tescil edilmiş ise “Evlenme ile Soybağının Kurulmasına İlişkin Bildirim Formu”
ana ve baba tarafından doldurularak müştereken imzalandıktan sonra nüfus müdürlüğüne
verilir. Bu forma istinaden çocuğun kaydı, baba adı ve baba soyadı ile baba hanesine taşınır ve
daha önce kayıtlı bulunduğu hanedeki kaydı, gerekli açıklama yapılarak kapatılır.

Ana ve babanın birbirleriyle evlenmeleri ile soybağı düzelen çocuk, daha önce aile
kütüklerine tescil edilmemiş ve doğuma ilişkin resmî belge veya doğum raporu mevcut ise;
doğum bildirim formuna ana ve babanın müşterek imzası alınarak, baba hanesine babasının
soyadı ile tescil edilir.

Ana ve babanın birbirleriyle evlenmeleri ile soybağı düzelen çocuk, daha önce aile
kütüklerine tescil edilmemiş ve doğuma ilişkin resmî belge veya doğum raporu mevcut değilse,
ana ve baba nüfus müdürlüğüne davet edilerek sözlü doğum bildirimine ilişkin hususlar
doğrultusunda işlem tesis edilir.

Türk Medeni Kanununun 290 ıncı maddesi uyarınca, üç yüz günlük bekleme süresi
içinde dünyaya gelen çocuk; ananın, çocuğun doğum tarihinden önce evlenmiş olması kaydıyla
ikinci evlilikteki koca baba kabul edilir ve baba hanesine babasının soyadı ile tescil edilir.

Çocuğun Soyadı
Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde
doğan çocuklar babalarının soyadını taşırlar.
Evlilik dışı doğan çocuklar, Medeni Kanunun 285 inci maddesinde öngörülen babalık
karinesi uyarınca ana ve babanın birbirleri ile evlenmesi veya tanıma ya da babalığa hüküm
yoluyla çocuk ile baba arasında soybağı ilişkisi tesis edilmesi halinde, babanın soyadını alırlar.

Evlilik dışında doğan ve baba arasında soybağı ilişkisi tesis edilmemiş olan
çocuklar; analarının soyadını alırlar. Ancak, ana önceki evliliğinden dolayı çift soyadı taşıyorsa,
çocuk ananın bekârlık soyadını taşır.

Evlilik dışı doğan ve baba ile soybağı ilişkisi tesis edilmemiş olan çocuğun ananın
soyadını alması, ananın velayet hakkına sahip olmasına bağlı olmadığından, velayet kaldırılmış
olsa bile çocuk ananın soyadını alır.

Evliliğinin ölümle sona ermesi nedeniyle, ölen kocasının veya evliliğinin
boşanmayla sona ermesine rağmen Türk Medeni Kanununun 173/II. maddesinden yararlanarak
eski kocasının soyadını taşımaya devam eden kadın, evliliğin sona ermesinden itibaren 300 gün
geçtikten sonra evlilik dışında bir çocuk dünyaya getirmişse, bu çocuk ananın hali hazırda
taşıdığı eski kocasına ait soyadını değil, bekârlık soyadını alır.

Evliliğin boşanma veya evliliğin feshi ile sona ermesi ve velayeti anaya verilen
çocukların; Aile Mahkemeleri tarafından ananın bekârlık soyadını kullanmasına yönelik karar
verilmesi ve kararın kesinleşmesi halinde, mahkeme kararı nüfus kayıtlarına tescil edilir.
(Anayasa Mahkemesinin 2005/115 Esas, 2009/105 Karar sayılı ve 02.07.2009 tarihli kararı ile;
2010/119 Esas, 2011/165 Karar sayılı ve 08.12.2011 tarihli kararı)
(a) Anayasa Mahkemesi kararları ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 321 inci
maddesinin birinci cümlesi ve 2525 sayılı Soyadı Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci
fıkrasının birinci cümlesi iptal edildiğinden ve bu yönde iç hukukumuzda düzenleme
yapılmadığından, usul ekonomisi ve davaların makul süre içinde bitirilmesi yükümlülüğü
gereğince, velayeti elinde bulunduran ananın çocuğuna bekârlık soyadını vermesine yönelik
kararlara karşı istinaf veya temyiz yoluna başvurulmaz.
(b) Velayeti elinde bulunduran ananın çocuğuna bekârlık soyadını vermesine yönelik Aile
Mahkemelerinden karar alınmadıkça nüfus müdürlükleri tarafından işlem yapılamaz.

Çocuğun Velayeti
Türk Medeni Kanununun 336 ncı maddesine göre evlilik devam ettiği sürece ana
ve baba velâyeti birlikte kullanırlar. Evlenmenin sona ermesi halinde, mahkeme kararı ile
velâyet eşlerden birine verilebilir veya ortak velayete hükmedilebilir.
Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk
kendisine bırakılan tarafa aittir.

Türk Medeni Kanununun 337/I. maddesine göre, evlilik dışında doğan çocuğun
velayeti anada olup sonradan çocukla baba arasında tanıma veya babalığa hüküm yoluyla
soybağının kurulması, ananın tek başına velayet hakkına sahip olmasını etkilemez.
Ancak, bu durumda mahkeme kararı ile çocuğun velayet değişikliğine veya ortak velayete
hükmedilmesi halinde baba tarafından velayet hakkı kullanılır.

Ananın küçük olması, kısıtlanması veya ölmesi ya da velayetin anadan alınmış
olması halinde hâkim, velayeti babaya verebileceği gibi, çocuğa bir vasi de tayin edebilir.

Ananın küçük veya kısıtlı olması halinde ise mahkeme kararına kadar velayet anada
kalır. Daha sonra ananın ergin olması veya hakkındaki kısıtlılık kararının kalkmasıyla ana, Türk
Medeni Kanunu gereğince velayet hakkına doğrudan sahip olur.
Ancak, ananın küçük veya kısıtlı olması nedeniyle mahkeme kararı ile çocuğun
velayetinin babaya verilmiş olması halinde, ananın ergin olması ya da hakkındaki kısıtlılık
kararının kaldırılması, velayet hakkının doğrudan kendisine verilmesi için yeterli değildir. Bu

durumda, ananın velayet hakkına sahip olabilmesi için, velayet hakkının mahkeme kararı ile
babadan alınması veya ortak velayete hükmedilmesi gerekir.

Kesinleşen boşanma kararlarında ergin olmayan çocukların velayetine ilişkin
hüküm bulunmaması halinde, yargı mercilerince yargı yetkisi kapsamında verilecek karar asıl
olduğundan, Türk Medeni Kanununun 182 nci maddesi uyarınca çocuğun velayetine ilişkin
karar verilmek üzere durum ilgili Aile Mahkemesine intikal ettirilir. (Adalet Bakanlığının
18/10/2016 tarihli ve 15485 sayılı yazısı.)

(Visited 181 times, 1 visits today)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir